URL başarıyla kopyalandı!

https://webratik.com/

Dilrüba ne demek? Dilrüba kelimesinin anlamı nedir?

Dilrüba ne demek? Dilrüba kelimesinin anlamı nedir?

Dilrübâ, Farsça kökenli bir kelime olup, "dil" (gönül) ve "rubâ" (kapan, çeken) kelimelerinin birleşiminden oluşmuştur. Bu terim, “gönül kapan, herkesi kendine bağlayan ve âşık olunan kişi” anlamında kullanılır. Dilrübâ, edebi metinlerde ve şiirlerde genellikle büyüleyici güzelliği ve cazibesiyle başkalarını etkileyen, aşk ve sevgi nesnesi olan kişiyi tanımlamak için tercih edilir.

Dilrübâ Kelimesinin Kökeni ve Anlamı

Dilrübâ kelimesi Farsça kökenlidir. “Dil” Farsçada "gönül" anlamına gelirken, “rubâ” ise “kapan, çeken” anlamını taşır. Bu iki kelimenin birleşimiyle oluşan dilrübâ, kelime anlamı olarak "gönül kapan, gönlü çeken" anlamına gelir. Türk şiir geleneğinde ve Osmanlı edebiyatında sıkça rastlanan bu kelime, güzel ve etkileyici kişileri tanımlamak için kullanılır.

Kelimenin Gramatik Özellikleri

  • Türü: Sıfat ve isim
  • Kökeni: Farsça (dil-rubâ)
  • Anlamı: Gönül kapan, âşık olunan, büyüleyici güzel


Dilrübâ’nın Tarihsel Süreci ve Edebiyatta Kullanımı

Dilrübâ, özellikle klasik Türk şiirinde ve divan edebiyatında çok sık kullanılan bir sıfattır. Şairler, aşık oldukları kişiyi veya aşk nesnesini tanımlarken bu kelimeyi zarif bir şekilde kullanarak sevgilinin etkileyici güzelliğine vurgu yaparlar. Fuzûlî ve Bâkî gibi divan şairleri, bu kelimeyi sevgilinin karşı konulamaz cazibesini ve aşkın derin etkilerini anlatmak için tercih etmişlerdir.

Örnek:

Kıl meded ey baht yoksa kâm-ı dil mümkin değil / Böyle kim ol dilrübâ bî-derddir ben derd-mend
(Fuzûlî)

Bu beyitte Fuzûlî, dilrübâ olan sevgilinin güzelliğinden, kendisinin ise onun aşkıyla dertli olduğundan bahsetmektedir.

Dilrübâ’nın Günlük Hayatta Kullanımı

Dilrübâ, günümüzde eskiye nazaran daha az kullanılsa da edebiyat ve sanat çevrelerinde hâlâ bilinen bir kavramdır. Kelimenin taşıdığı derin anlam, kişinin güzelliği ile sadece dış görünüşü değil, ruhunun da etkileyici ve çekici olduğu hissini uyandırır. Modern Türkçede bu kelimeyi kullanan kişiler genellikle edebi ve zarif bir ifade tarzı benimserler.

Örnek Cümleler:

  1. O kadar dilrübâ bir insandı ki, herkes ona hayran kalıyordu.
  2. Dilrübâ bakışlarıyla, kalbimde tarifsiz duygular uyandırdı.


Dilrübâ Kelimesinin TDK Tanımı

Türk Dil Kurumu (TDK), dilrübâ kelimesini “gönül kapan, herkesi kendine bağlayan, âşık olunan (güzel)” olarak tanımlar. Bu tanım, kelimenin hem sıfat olarak bir kişiyi nitelediğini hem de isim olarak o kişiyle özdeşleştirildiğini açıklar.

Dilrübâ’nın Edebiyat ve Sanattaki Yeri

Dilrübâ kelimesi, sadece anlam açısından değil, Türk edebiyatındaki estetik güzelliğin bir sembolü olarak da değer taşır. Fuzûlî gibi büyük divan şairlerinin eserlerinde bu kelimeye sıkça rastlanır. Şairler, sevgilinin karşı konulmaz çekiciliğini, onun bir dilrübâ gibi herkesin gönlünü fethettiğini anlatmak için bu kelimeyi kullanmışlardır. Örneğin:

Recâîzâde Mahmud Ekrem’den:

Yüz kat daha dilrübâ imişsin / Gönlümdeki şekl-i nâzenîninden
Bu dizelerde şair, sevgilinin düşündüğünden daha bile etkileyici ve güzel olduğunu ifade eder.

Dilrübâ Kelimesinin Diğer Dillerdeki Karşılıkları

Dilrübâ kelimesi, kültürel ve estetik bir kavram olarak başka dillere tam olarak çevrilemese de, çeşitli dillerdeki benzer ifadeler ile karşılaştırılabilir:

  • İngilizce: Heart-stealer, Enchantress
  • Fransızca: Séductrice
  • Almanca: Herzensbrecherin
  • İspanyolca: Encantadora
  • Arapça: جذابة (jadhāba)
  • İtalyanca: Incantatrice
  • Rusça: Сердцеедка (serdtseedka)

Dilrübâ, gönülleri fetheden, aşık olunan kişiyi tanımlayan edebi ve sanatsal bir terimdir. Farsçadan dilimize giren bu kelime, klasik Türk edebiyatında sıkça kullanılan bir ifadedir. Hem güzellik hem de cazibe kavramlarını bir araya getiren dilrübâ, günümüzde daha az kullanılsa da, derin anlamı ve estetik çağrışımlarıyla değerini korumaya devam etmektedir.

Bu kelime, şiir ve edebiyatta âşık olunan, büyüleyici kişiyi anlatırken kullanılan özel bir sıfattır.

22.10.2024